Powered By Blogger

22 Aralık 2015 Salı

Yemin ediyorum yok

herkesin vardı olmak istedikleri yerleri , hayran aldıkları ya da özendiği . keşke benim olsun diye iç geçirmişlikleri . ve en önemlisi de bir amaçları bir hedefleri , kendilerine duraklar belirlerler , ah şu olsun bak o zaman sen gör beni'leri.
yok ,
benim şu an nerde olmak istersine kiminle olmak istersine bir cevabım yok .
adaya düşsem yanıma alacak bir şeyim de yok .
yolculuklarımın bir varışı yok , bir noktası yok .
yaklaştıkça hüzünlendiren terminaller bir tek .
sonlardan kaçıyorum sanırım .
beni benden daha iyi hissettirecek bir kişi giremez o kapıdan içeri, oldu ki sıkıntılıysa başım  oldu ki kafamı dağıtmak adına yaptığım etkinliklerde benim eğlenme şansım da yok ,
eğer ki düşünen yerlerimi ve bilincimi evde bırakma şansım yok ise .
mutluluk değil mutsuzluk içimde benim .
Camus , tek başına mutlu olmak utanılacak bir şeydir .der.
ne kadar yerinde biz söz (!) çünkü bir şeyler olması gerek birileri olması gerek sebep gerek mutluluğa.
ama keder öyle midir ?
o senindir , sadece senin .
aynı espriye gülseniz de aynı acıya eşit derece de mümkün mü kahrolmak.
böylesine sana özel olan duyguları bastırmaya çalışmak hasta eder insanı , insan üzüntüden kanser olmaz üzüntüsünü bastırmaya çalışırken yorgun düşer de olur .
yarım kalan aşklar başlamamış aşklar hiç bitmez gibi bu olay , anlayacağınız dilde örneklendireyim .
eğer ilişkinizi aşkınızı dibine kadar yaşamış tüketmişseniz ve doruk noktada üzülmüşseniz biter , daha fazlası olmaz .
ama hep bi yarım yamalak ve askıda kalmışsa ömür boyu ha oldu ha olucak diye diye hayatınızın en güzel zamanlarını birine feda edersiniz , hastalanırsınız .
yiyin kendinizi , mutsuzluğu hissedin ciğeriniz patlıyor gibi olana kadar yutkunamayana kadar kahrolun .
kaçarsanız eğer sizi yarın daha da güçlenip yakalayacaktır .
yanlis anlamlandiriliyor , bunlar belirtileri degil depresyonun tum bunlar kabullenisi farkindaligimizin .
mutluluk benim icin annemin kahkahasidir , babamin gururlu alkisidir mezuniyetimde .
yemin ediyorum baska bir sey degil istedigim ,
sevdiklerim mutlu olunca ki bunu ben saglayabilme imkanina sahipsem .
kendim icin bir sey istemiyorum cunku yok .
kendime sanip istediklerim dogrudan benim canlarim icin oluverir .
once kendini dusun , diye bir sey yok .
yani benim icin .
denemedim de degil
. yine yok .
bilmenin ogretemedikten sonra bir anlami yok .
goruyorum herkes bilgi caginda ve ovunulen zekalar akillarin sonsuz sinirlari .
uretmeyen zekanin bir onemi yok .
paylasmadigin bir mutlulugun degeri olmayacagi gibi .
hic bir sey yok , bir tek sevgi var .
onun da matematiği yok .

12 Aralık 2015 Cumartesi

bıraktım içkiyi

Masada , yarisi icki dolu bardagimi biraktim da kalktim.
Gulen yuzumun son silueti hala orda .
Biraktim ickiyi , prensip sahibiyimdir .
Keyifsizsem surmem agzina , beynini uyusturmasina izin vermem illetin .
Acimi azaltmasina . Hakettigimi yasamam gerek yok oyle kolaya kacmak , Hatir icin icerim , degerliyse icerim , laf olsun diye katiyen olmaz .
Kalktigim o masada biraktim ben ickiyi .
Televizyonda klibi donen sarkici icin tokusturulan o son kadehti.
Her zaman bardagimizi havaya kaldiracak bir sebebimiz olsun du .
Sen oldukca dedi bana , bana sen oldukca dedi aklim almiyor .
Konumunu hesap edemedigim ve nerede oldugumun bir onemi de pek olmadigi , yinede uzaktaki sehrin isiklarini secmeye yeten yuksek bir yerdeydik .
manzara sevmeyen benim bile hoşuma gitti .
Hava serindi , ne onemi vardi bunun .
Cani ciksa ,
damarlarina civa akitsalar yuzu dusmezdi.
keyifli olmak bir baskaydi be !
Gozlerin doldugunda gormezden gelmistim , asla istemem zayifligini .
Olmadik zamanlarda gelen tutuklugumdan biri o da .
Sarilip sac diplerinden opesim gelmedi mi sanki , gogsume bastirip .
Ben hep burda olacagim demek falan .
Yapamadim , kahretsin ki .
Beni de bildigi gibi yapsin.
Hislenince aptallaşıyorum .
Hatalarımın tüm kordinatlarını bildiğim halde neden bu rotadan sürekli şaşma merakı ,
aynı yerde .

bir adım fazlası değil

120 km

iyi oldu , ne zamandir keyfim yerindeydi zaten .
kulagimi tuttuktan sonra masayi uc kez tiklatmayi es gecmisim anlasilan , yine sonunu basindan kestiremedigim buhran dolu yazimi yazmaya basladigima gore .git gel 120 km TC karayoluna dusuncelerimi sigdiramayacagim bu kez , daha uzak yollari iple cekiyorum , uzaklara diktim gozlerimi ; yaya yaya irdelemem icin cevabini bilmedigim sorulari .
nasil mumkun kilinir bilmiyorum boylesi , dusmemistim icine onceleri . seffafligimdan ovunen ben sirlar odasinin anahtarini boynuma mi takacagim yoksa .
aman ne heyecanli , fazla yasliyim belirsizlige tutunmak icin . fazla yarim kalmislik mi ?
yari yolda birakilmis hatta ve hatta . bana bi sey olmaz ,
hic olmadi . 
olur gibi oldu ama hic olmadi , olur gibi olmasaydi en azindan diyorum yine ve sonsuz sefer . duvar degil bende ki yesil lazer filmlerde ki . bana ulasana kadar uzuvlarini kaybedenler mi dersin , en akillilari daha bastan goze

alamayanlar yureksizler belki sadece zekidir. sevmiyorum neyse ki onlari , bir tam cumle bile fazla gelir bahisleri gecmesin.
kendi yureksizliklerini kabullenemeyip yolu yarilamis olani dondurmeye calisiyorlar benim damarima o an dokunuluyor .
120 km 'ye kac ask sigar dersiniz kac mg gozyasi ne kadar elveda ne kadar hosgeldin .
sayisini ben unuttum , sebebiyet verenlerde beni unuttu zaten .
0 etkisiz eleman degildir , 0 kocaman bir kaybedis hikayesi barindirir boslugunda , yutuyor bana iyi gelen ne var ise beni daha iyi bir insan yapacak .
birden bir cikinca sifir kalmaz birlerin var olmus oldugu zamanlar da kaybolur ,
en azindan bende boyle.

o kadının adı yok

kum tanelerinin bile yayılışında bir mana vardır bir düzen , rastgele dizilmiş olduklarını mı düşünüyorsun sen hala .
ama efendim diye kesecek oldum sözünü , daha bitirmedim dedi gözleri sol alta kaydı kalbinini teğet geçip ( bunu herkes bilir , bir şey anlatırken ve ya anımsarken sol alta bakarız sonra yavaşça göz kapaklarımızı kaldırıp belli etmedim inşallah kaygısıyla ; sanki aklımız okunuyor ve yahut sesli mi düşünüyorum ? tebessümle birleştirir , devam ederiz her ne diyorsak . bir kaç saniye alan bu haraket istemsizdir , eğer okumasını biliyorsanız hüzünlü bir an olduğunu söyleyebilirim ) bak kızım dedi bana , artık her ne düşündüyse onu telaşlandırmış olacak . hiç bir şey öylesine olmaz , sen şu an yarım metre uzağımda yatak odama koymayı düşünüp aldığım ve mutfaga yakıştığına karar verdiğim mavi sandalyemin üzerinde oturuyorsan ,
sen oturacaksın diye buraya konulmuş ve hatta üretilmiştir o sandalye .
aklından bu kadının iyice abarttığını , saçmaladığını ve biran önce kalkıp gitmen hatta hiç gelmemen gerektiğini düşünüyor olabilirsin . ama burada var olmuş olduğun gerçeğini ikimiz de , mavi sandalye dahil üçümüzde unutmayacağız. bırak sana yardım edeyim , çünkü benim hayata geliş amacım bu . yardım etmek , yarabandı olmak kurutana kadar acı veren ne var ise sana , orada kalmak . sonra kendiliğimden kayar giderim . bu sözlerinden etkilenmiştim , kabul etmem gerek .bayılmaya yakın etrafın karardığı bir an olur ya hani ruhunun yükseldiğini hissedersin öyle bir durakladım ses tonunun değişimiyle, ne demem gerektiğini düşünürken . akıl almaya geldiğim bu kadın henüz derdimi bile sormamıştı , dalga geçtiğini düşündüm doğal olarak . sıkıntımı bilmeden çözüm mü bulacaktı bir de . bilmiyordum sonrasında beni nasıl şaşkına çevireceğini . kalkıp bir kahve daha yaptı kendine , yaşına göre çarpıntı yapacak kadar çok içiyordu . anlatmaya başladı sonrasında ,
ben insanların özel hayatlarını merak etmem , anlatılmak istenmediği sürecede katiyen sormam . bazı zamanlar anlatılırken yarıda kesip anlatmamasını istediğim insanda çoktur . sen hiç başlama diye söylüyorum bunu, anlatmaya . yaralarının yerlerini bilirsen insanların , kanatmaktan başka bir şey olmaz yapacağın . hep iyi günler görecek değiliz ya , olur da sinirli bir anıma denk gelir ve ağzımdan kaçırıveririm , onun canını yakıp üstünlük sağlamak için yarasına tuz olurum diyekorkarım .diğer bir sebebi de güzel kızım , kızım diyorum alınmıyorsun inşallahannen olmak için genç sayılırım ama bazısı doğuştan anne doğar . ne diyordum diğer bir sebebi de , tanımak için fazla soru sorduğunda iyisiyle kötüsüyle , en sevdiği yemek belki . sende birden o yemeğe bayıldığını zannetmeye başlarsın , bir kaç kötü olayını anlatınca sana yine zannedersin ki ne kadar yakın görüyor beni bir daha hiç ayrılmayacağız. yarasına derman olayım derken kendini kanatırsın üstüne kendini unutursun , onun o an ihtiyac duyduğu herhangi bir şey olursun . değersizleştirip kendini o olmadan yani onun sana yüklediği anlamlar vazifeler olmadan kendini işe yaramaz bir kadın gibi görürsün . onun için aldığın pijama takımları anlamını yitirir çöp olarak görürsün . neden pijama takımı dedim bilmiyorum , bu da bilinçaltımın bana bir oyunu muhakkak . bir insanı tanımak istiyorsan sesini tanıyacaksın bakışını tanıyacaksın onu dokunuşundan gülerkenki duraksamalarından tanıyacaksın , soru sormamana gerek kalmasın diye . insanlar hep anlatır güzel kızım , o kadar çok şey anlatırlar o kadar güzel sözler verirler ki , şimdi dikkatle bana bakan o boncuk gözlerin mutluluktan dolar , ister istemez inanırsın . ben senin gözlerini tanıdım , gözlerinin bana dediğine göre acıyarak bakıyormuşssun artık bana , neler yaşamıştır kim bilir bakışı bu , bilirim .çok daha ağır hitamlarda da bulunuldu şimdi kızartma yanaklarını utançtan , utanmak hala insan kaldığının belli eder . utanması olmayan insan kendi ayaklarıyla gelir mi buraya , bende ki de laf . ilerleyen yaşıma rağmen , senin deyiminle neler yaşadıysam artık önceleri , emin olduğum tek bir şey var bu hayatta ;
kötü yollar yoktur kötü insanlar vardır . kötü insanları seven güzel kalpler vardır . hatayı herkesten önce kendisinde aramayı bilen insanlardır onlar , sende onlardan birisin , ki burdasın . karşı tarafa bir şey söylemeden günlerce gecelerce kendini yiyip bitirmişssin , yanlış bir adım atmamak için de , ayağının altında mayın varmış gibi öylece haraketsiz kitlenmişsin .
Bu anın onda bir yaşanmışlığı olduğuna emindim , sesinden tanıdım . iç çekişini hissettim ve gözleri ikinci sefer sola kaydı . içimden hem acıyordum ona hem de özeniyordum , neden özeniyordum sanki ? bu cümleleri kitaplardan ezberlenemeyecek kadar yalın ve tekti . onun kadar yaşamış , kötü şeyler mi görmek istiyordum içten içe , hayır hayır . benim bünyem zayıftır kaldırmamam , kendine gel topla kendini , utanmasan boynuna sarılacaksın , geçti ben varım artık diyeceksin . yine yapıyorum kahretsin yine yapıyorum aynı şeyi , bana biraz ilgi gösteren biraz dilimden anlayan herkesle bağ kuruyorum sanki bana çok ihtiyacları varmış gibi . yaşıma göre bende çok akıllı bir kadın sayılırım , istediğim erkeklerle görüşmüşümdür hep , hem güzelim . sergi açmaya yetecek kadar iyi de resim çiziyorum , yetenekliyim canım ben . kültür desen okumaya bayılırım , mezun olduğum okullar da ortada , arkadaş ortamında da akıl danışılan bir ben varım . peki neden hala buradayım neden geldim ben ? bu kadarı da fazlaydı artık , eminim beynimi okuduğuna ," neden mi burdasın ? dedi . seni buraya getiren bir nedenin vardı şimdi onu bile hatırlayamıyorsun değil mi ? değersizleşti gözünde her ne ise , benim kederime daldın , küçümsedin kendikini . hayatında yer alan her insanı anlattıklarıma göre ayırdın birbirinden . bazen ihtiyacın olan bir kaç geri adım atmaktır , kaldır ayağını mayından ve bir adım geri çekil . bir şey yapmış olmak için sadece gözün kapalı koşma ilerlemek pahasına , önemli olan hangi yöne gittiğimiz değil midir ? eğer hiç bir şey yapmazsan , bir şey yapma şansın olur hala , bu umuttur . bir kelime etmek için günlerce uyumadan düşündüğüm zamanlar olur kimi zaman benim bile hala , hangi kelimeyi seçeceğimi bilemem . söylenirse geri dönüşü yoktur , bilirim . emin olana kadar düşünür sonra derim . biz insanların hayatında böyle kritik anlar olur , seni buraya getiren de o . Bizim gibiler sık sık Mona Lisanın üzgün suratını görürler . mor bir renktir , o kadar uzun süre ona kitlenip kalınca tonlarını ayırt edemez olursun hepsi aynı gelir gözüne , bir adım geri çekil . çok uzattım lafı farkındayım , zamanından daha da çalmak istemem , zaman sadece götürür güzel kızım , zamana bırakılan şeyler de öyle . hiç bir şey yapmadan beklemek aptalların işidir sadece , bu dünya da onlardan çok var. sen onlardan olma , senin burada olmanın sebebi de iyi bir insan olmak sadece ,fazlası değil . bununla yaşamayı öğrenmek diye bir şeyde yok maalesef bunu etkisiz kılabilecek ,
tüm kötülükleri bilsen de sen nasıl acıtılır bilsen de can , yapamazsın .
iyilik kötülüğü bilmeyen değil , bilipte yapmayandır . uzaktan bakmayı dene sadece , ve bol bol yürü hiç durmadan nereye gittiğini bilmeden . doğru insana yanlış davranacağına , yanlış insana doğru ol , baktın ki inciteceksin birini uzaklaş . bu demek değildir ki eksik yaşa ,
sakın yanlış anlaşılma olmasın . inandığın her şeyi yap , seni gülümsetecek tatlı günahların olsun ve sakın korkma ; zalimin zulümden , sevenin ahı illa ki tutar ."
Aradan çok seneler geçse de bu lafları hiç unutmadım , bazı geceler rüyamda görürüm onu , ne zaman canımı sıkan bir şeyler olsa çıkar gelir . haklıydı galiba , o yarabandı olmak için buradaydı . insanlara iyi gelir , iyi hisstettirir zor anlarında , sonra da giderdi ya da biz nankörler kıçımız rahata kavuştuğunda aramazdık onu , hiç varolmamış gibi. biliyorum merak ediyorsunuz onun kim olduğunu onu nasıl bulduğumu , o bir kadın ve kadının adı yok . ihtiyacınız olduğunda gerçekten o sizi bulacaktır .

başka türlü bir şey

Tüm hayatımı bir şeyler olacak beklentisiyle geçirdim , katlandım. Aksi halini kaldırmak için ruhsal durumlarım pek uygun değil hem ben duygusal da sayılırım genele göre. Uyudum bir şey olsun hemen ertesi gün diye hevesli, uyandım heyecan içinde işte dedim gün bu gündür. Hava kararınca biraz bozuldum da belli etmeden , ertesi gün inşallah. Ne beklediğimden habersiz ,beklenen beklenildiğinden habersiz  .Bazıları bununla doğar , bazıları kabullenmiştir ve farkında olmadığı şeyin var olmuşluğundan habersiz. Benim gibi hazin kaderliler , hazin diyorum , büyük bir amaç uğruna doğduklarının bilincindedir kendi isimlerini ezberlediği zamandan itibaren . isimlerinin başına unvan eklerler denerler, deneriz hangisi daha çok yakışacak diye. Tüm dünyayı kucaklama ve tüm insanlığı lanetleme şımarıklığını kendimizde görüp ayrıma düşeriz insanlar ve ben . İnsanlar tatlım.. diye cümlelere başlarız.
 Kibire yer yok bu inanışta yersiz ego yok , ego hiç olmasa keşke. Bir şeyleri içinizde bilirsiniz , farkındalıkla yaratılmışsınız , nedeni yoktur o öyledir A  A’dırbunu izahı yok. Böyle şeyler işte , zihnim ve aklımı susturmak için tüm telaşım ve eğlenmelerim . Sanki çok önemli bir işim var sanki uçağın kalkmasına birkaç saat var , o zamana kadar oyalanayım diye tüm yaptıklarım , yaşadıklarım zaman öldürmek o kadar . Benim için mühim bir mesele var aslında !
Hiç kimsenin de suçu yok büyüten göz ve şairanelik bende. Bir şey olma düşüncesinden uzaklaşmak istiyorum şimdilerde, herkesin bir şey olduğu ve olmak zorunda olduğu bu yerde. Küçük dünyamı yaratıp içine kocaman varlığımı sığdırmaya çalışmak beni daha çok yorar gibi. Kalıplar sınırlar alışılagelmişlikler , bunlar hiç hoş şeyler değilde piyasası iyi o yüzdendir ki talep çok. Beklentim dizginlenemeycek kadar arttı artık, ne olucaksa olsuncuyum. Eğer olmazsa , isyanım yazıp anlatamayacağım kadar deli olur . Diyorum ki bazende , acaba şu mevut durummudur benim amacım  Tanrı böyle basite indirgemekten hoşlanmaz ki. Vel hasıl, bir şeyin olduğu yok , olacağı da. Bu kadar işte olan olmayan ne varsa . Şans var dünya da dönen , o da bizde yok. Kastırıyoruz kendimizi kültür sanat akademi bilim , bunlar da değil hayır . Başka bir şey ama ne ? uyanmak için sebebiyet veren başka bir şey . Dolduralmayan o boşluğa denk gelen. Ölmüş olmayan , dilimden anlayana gelsem kafi.